Ankara Mamak’ta görev yapan bir aile hekiminin şiddete uğraması üzerine basın açıklaması düzenlendi.
Ankara Aile Hekimliği Derneği tarafından 14 Haziran 2022 Salı günü yapılan açıklamaya sağlık emek meslek örgütleri ve Ankara Tabip Odası da destek verdi.
Sağduyu Aile Sağlığı Merkezi önünde toplanan hekimler ve sağlık çalışanları her geçen gün artan şiddeti kınayarak “Sağlıkta Şiddet Sona Ersin” sloganı attı.
Açıklamayı okuyan ANKAHED Başkanı Dr. Ekrem Başara “Hastalarına kendi evlatlarından, annesinden, babasından daha fazla özenle ilgi gösteren Hekim arkadaşımızın görmüş olduğu şiddet tüm camiamız tarafından derinden hissedilmiştir” sözlerini kaydetti.
Muayene sürelerine dikkat çeken Dr. Başara “Sağlık hizmetinin bakılan hasta sayısıyla değil, iyileşen hasta sayılarıyla ölçülmesini talep ediyoruz. Fiziki şartlar, mevzuatsal sebepler, personel sayısının yetersizliğine bağlı iş yükü fazlalığı, usulsüz işlem talepleri, sistemin işleyişinden bihaber demeç ve yönlendirmeler nedeniyle defalarca ve defalarca şiddete maruz kalıyoruz” dedi.
Son çıkarılan yasal düzenlemeleri eleştiren Ekrem Başara yetkililere şöyle seslendi: Yasal düzenlemeler Resmi Gazete’den çıkalı kaç gün oldu? Övdüğünüz kararların üzerine kaç sağlıkta şiddet olayı yaşandı? Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçları tutuklamaya ilişkin katalog suçlar arasına alındı peki Hangi suçlu tutuklandı? Neden bitmiyor şiddet? Sağlıkta kamu hizmetini engellemek suç, her şiddet olayında, şiddete maruz kalan hekimlerimiz kadar bekleyen hastalar da mağdur oluyor dedik nerede alınan ağır ceza kararları?
Açıklamadan sonra söz alan Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Muharrem Baytemür “Sağlık ve şiddet kelimelerinin yan yana gelmesinin düşünülemez” olduğunu vurgulayarak iki yılı aşkın bir sürede pandemi mücadelesinde yoğun çaba gösteren çok sayıda hekim ve sağlık çalışanının hayatını kaybettiğini belirtti. Dr. Baytemür sözlerine şöyle devam etti “ Eğer vatandaşlar bir şeyi sorgulayacaksa pandemide 300 bin yurttaşımız niye öldü bunu sorgulasın. Ya da yoksulluğu ve sağlığı tehdit eden etmenleri sorgulasın. Biz biliyoruz ki sağlıkta şiddetin temel kaynağı yirmi yıldır uygulanan sağlıkta dönüşüm programı ve siyasilerin topluma yansıyan şiddet dilidir. Bir an önce bu şiddet dilinin bu coğrafyada son bulmasını diliyoruz. Çıkarılan kanunların sahada bir karşılığı yok. Yetkililerin bir an önce gereğini yapmasını bekliyoruz.”