Bugün itibarıyla Türkiye’ de 128 Tıp Fakültesi vardır. Sadece son bir yılda bu sayı 122’den 128’e çıkmıştır.
Bu Tıp fakültelerinin 91 tanesi devlet, 37 tanesi ise Vakıf Üniversitelerine aittir. 3 tanesi Uluslararası düzeydedir.
-Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Hamidiye Uluslararası Tıp Fakültesi (2018),
-SBÜ Özbekistan İbn-i Sina Tıp Fakültesi (2019) ,
- Türkiye Uluslararası İslam Bilim Teknoloji Üniversitesi Tıp Fakültesi (2015) olmak üzere 91 adet Devlet Üniversitelerine ait Tıp Fakültesi bulunmaktadır
Bir tanesi Cumhuriyet öncesi (İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi) olmak üzere Cumhuriyetin kuruluşundan AKP dönemine kadar 43 Tıp Fakültesi açılmışken, bu siyasi iktidar zamanında (İlk tıp fakültesini 2006 yılında açtıklarını da düşünürsek 2006-2021 yılları arasında) 15 yılda 48 Tıp Fakültesi (3 tanesi uluslararası) açılmıştır. Bu sayı yılda 3 tıp fakültesi açıldığı anlamına gelmektedir. Ayrıca 11 devlet ve 13 vakıf üniversitesi tıp fakülteleri hem İngilizce hem de Türkçe programlarına öğrenci almaktadır, yani Türkiye’de toplamda 152 tıp eğitimi programı bulunmaktadır. Geçen yıl 7 devlet 4 vakıf üniversitesi hariç tümü öğrenci kaydı almıştır. Bu yılki üniversite kontenjanları yeni açıklandı; 2022-2023 Akademik yılında bu kontenjanlara ne kadar başvuru yapılacağı birkaç ay içinde belli olacaktır.
Tıp Fakültesi açmakta çok mahir olan AKP hükümeti tıp fakültesi uygulama hastanesi açmakta aynı mahareti gösterememiştir. Bu hastanelerin tıbbi-teknik donanımı, bilgi-birikime sahip teknik çalışanı, sağlık çalışanları ve -olmazsa olmaz- öğretim elemanları/araştırma görevlilerini kapsayan akademik kadronun oluşturulması konusunda beceriksizlikleri ortadadır. Mevcut hükümet uygulama hastanesi sorununu, eğitim araştırma hastaneleri veya devlet hastanelerinin tabelalarını değiştirerek; aşmaya çalışmaktadır. Yeni açılan tıp fakültelerinden Balıkesir, Tekirdağ Namık Kemal ve Yozgat Bozok Üniversiteleri Tıp Fakülteleri dışında hiçbirinin kendi hastanesi yoktur.
Sağlık Bakanlığı’na bağlı 61 EAH Sağlık Bilimleri Üniversitesi ile 36 EAH de 33 devlet tıp fakültesiyle ortak kullanımdadır. Ortak Kullanımda olan tıp fakültelerinin (Bolu izzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Marmara Üniversitesi Tıp fakültesi hariç) hiç birisinin Hastanesi yoktur.
Sağlık Bilimleri Üniversiteleri ayrıca 4 EAH hariç tümünde ortak kullanım protokolü ile tıpta uzmanlık eğitimi programı da vermektedir. Bu hastanelerin dağılımı; Gülhane Tıp Fakültesi 10, Hamidiye Tıp Fakültesi 35 ve Hamidiye Uluslararası Tıp Fakültesi 1, SBÜ Adana Tıp Fakültesi 1, SBÜ Bursa Tıp Fakültesi 2, SBÜ Kayseri Tıp Fakültesi 1, SBÜ İzmir Tıp Fakültesi 4, SBÜ Trabzon Tıp Fakültesi 2, SBÜ Erzurum Tıp Fakültesi 1 şeklindedir. Bu EAH ile ortak kullanımda olan Üniversite hastaneleri hem Tıp öğrencisi ve hem de Tıpta uzmanlık eğitimi programları vermektedir. En fazla uzmanlık program sayısı 583 program ile Sağlık Bilimleri Üniversitesi Hamidiye Tıp Fakültesi’ndedir, bunu 260 program ile Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi, 77 program ile Hacettepe Üniversitesi Tıp fakültesi izlemektedir. En az program ise 1 program ile İzmir Demokrasi Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Karamanoğlu Üniversitesi Tıp Fakültesidir.
Türkiye’de doktor ihtiyacı belirlenmeden, hatta ihtiyacın çok üzerinde yeterli-nitelikli eğitimden geçmeden doktor mezun vermek sorunları çözmediği gibi, mevcut sorunları daha da artırmaktadır. Hükümet tıp fakültelerinin uygulama ve araştırma hastaneleri sorununu, EAH ile ortak kullanımı yoluyla çözmeye çalışırken bu hastanelerde akademik kadro oluşturulmasında çuvallamışlar, yüzlerine gözlerine bulaştırmışlardır. Nitelikli bir tıp eğitimi için teknik donanım ve fiziki şartlardan daha önemlisi yetişmiş, bilimsel nitelikleri olan yeterli sayıda akademik kadrodur. Görüyoruz ki; bu koşulların hiçbiri sağlanmadan bilimsel verilerden uzak, ihtiyacın dışında, etik kuralları da göz ardı ederek adrese teslim kadrolarla akademik kadro oluşturmaya, başka şehirlerden taşıma-görevlendirme gibi göz boyayıcı yöntemlerle tıp eğitimi hatta uzmanlık programı vermeye çalışmaktadırlar. Nitelikli – yeterli akademik kadro oluşturulmadan her yere tıp fakültesi açılması ile tıp eğitimi de uzmanlık eğitimi de yapılamaz. Bu hem hekimlerin yoğun masraflı eğitimden geçmelerine rağmen yeterince bilgi beceri ve donanıma sahip olmadan mezun olmalarına, hem de bozuk olan sağlık sistemini daha da bozarak halkın ve toplumun sağlığını riske atmaya neden olur.
Yakında binlerce öğrenci bu sorunların farkında olmadan bu üniversitelere yerleştirilecek, çok yüksek maliyetlerin ve çok yoğun bir programın altında ezilecektir. Bu tıp fakültelerinin yeterliliği tekrar gözden geçirilmeli, her yere gecekondu tıp fakültesi açmak yerine mevcut tıp fakülteleri bilimsel nitelikli ve yeterli akademik kadro ile güçlendirilmelidir.
Ankara Tabip Odası