Dün Ankara’da yaşanan şiddetli fırtına ve sağanak yağış sırasında Yenimahalle’de bir rant projesi olarak tartışmalarla anılan Pasifik İnşaat’a ait Merkez Ankara Şantiyesinde Hacettepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği öğrencisi Taha Öztürk yaşamını yitirirken, ODTÜ Mimarlık Öğrencisi Ege Kıratlı ve İnşaat Mühendisliği öğrencisi Emre Çetin yaralı olarak hastaneye kaldırıldı.
Ankara’da fırtına ve sağanak yağışla ilgili yapılan uyarılara rağmen “çarklar dönsün” anlayışıyla Merkez Ankara Şantiyesinde inşaatın durdurulmaması iş cinayetine yol açmıştır. İnşaat Mühendisleri Odası Ankara Şubesi’nin olay yerinden edindiği bilgilere göre, fırtına ve yağış anında anemometreden alınan rüzgâr değerlerine bağlı olarak kule vinç dahi çalışmazken çalışanların sahada olması, bir önceki beton dökümünde sökülen perde kolon kalıplarının sahada serbest halde bırakılması yaşanan iş cinayetinin birincil sebepleri arasındadır.
İş cinayetlerinin nedenleri arasında işçi sağlığı ve iş güvenliği (İSG) önlemlerinin alınmaması en önce gelenlerdir. Dün Merkez Ankara Şantiyesinde olduğu gibi olağanüstü hava koşullarında, gerek İSG tedbirleri alınmadan üretim devam etmeli diyen anlayış, 21 yılda 29 binden fazla işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirmesine neden oldu.
Kayırmacı politikalarla patronların idari ve hukuki sorumluluğunu silikleştiren siyasi iktidar, halk sağlığını ilgilendiren afet ve kriz yönetimini de yine aynı anlayışla sürdürmektedir. Birçok bilim insanının belirttiği üzere eko-kırım gerçekleştirerek her yeri imar ve ranta açan, ekolojik dengeyi kâr uğruna bozan, soylulaştırma projeleriyle yoksul halkı şehir merkezinden süren, hayati önem taşıyan altyapı yatırımlarının kaynaklarını yandaş müteahhitlere tahsis eden çarpık kentleşme projeleri büyük yıkımlara davetiye çıkarmaktadır.
Ankara’da dün yaşanan iş cinayeti ne kaza ne de kaderdir. Kamu yararını, halk sağlığını ve işçilerin can güvenliğini şirketlerin çıkarları uğruna feda eden AKP iktidarının politikalarının bir sonucudur.
Ankara Tabip Odası olarak belirtmek istiyoruz, çalışanların can güvenliğini hiçe sayan, doğayı ve yeşili düşman gören talan ve rant projelerinin sonu gelmediği müddetçe sağlıklı bir çevreden ne de halk sağlığından söz edilebilir. Demokratik ve çağdaş bir ülke olma yolunda çevre, halk ve işçi sağlığını önceleyen politikaların acilen hayata geçirilmesi gerekmektedir.
Hayatını kaybeden Taha Öztürk’ün yakınlarına başsağlığı, yaralı arkadaşlarımıza acil şifalar diliyoruz.
Ankara Tabip Odası
