
Ülkemizdeki en önemli toplumsal sorunların başında çocuk yoksulluğu geliyor. Sosyoekonomik eşitsizliğin artışıyla birlikte çocuklar arasında yetersiz beslenme, sağlıksız koşullarda barınma, okullaşma oranında düşme, sosyal yaşamdan dışlanma ve ayrımcılığa uğrama, çocuk işçiliği ve iş kazaları nedeniyle sakatlık ve ölüm gibi riskler çoğalıyor.
Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) yayımladığı, hanelerdeki 15 yaş ve altındaki tüm çocukların durumunu inceleyen “Çocuk Sağlığı ve Yoksunluğu – 2024” raporu çocuk yoksulluğunun kritik boyutlarını gözler önüne seriyor. Hanelerde en temel maddi gereksinimleri bile karşılanamayan çocuk oranı giderek artıyor:
• 15 yaş ve altı çocuğu olan yaklaşık her 10 aileden 1’i çocuklarına yeni giysiler alamıyor.
• Her 10 aileden 1’i çocuklarının gün içinde taze meyve ve sebze tüketmesini sağlayamıyor.
• Yaklaşık Her 5 aileden 1’i evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayamıyor.
• Yaklaşık her 10 aileden 1’i çocuklarına düzgün iki çift ayakkabı alamıyor.
• Yaklaşık her 4 aileden 1’i çocuklarının günde en az bir kez et, tavuk veya balık tüketmesini sağlayacak maddi olanaklardan yoksun.
• Yaklaşık her 8 aileden 1’inde çocuklar evde oynanabilecek oyuncaklara sahip değil. Yaklaşık her 6 aileden 1’i ise çocuklarına bisiklet, paten gibi ev dışı aktivitelerinde kullanabilecekleri gereçleri alamıyor.
• Yaklaşık her 5 aileden 1’i çocuklarının boş zaman aktivitelerini karşılayabilecek maddi olanağa ulaşamazken 10 aileden 1’i çocuklarının özel gün kutlamalarına bütçe bulamıyor. Yaklaşık 10 aileden 1’i çocuklarının arkadaşlarını evlerinde ağırlayamıyor.
• Yaklaşık her 5 aileden 1’i çocuklarının paralı okul gezilerine ve okul etkinliklerine katılmasını sağlayamazken yaklaşık 10 aileden 1’i de çocuklarına evde ders çalışabileceği uygun bir ortam sağlayamıyor (Grafik 1).
TÜİK’in “Hizmetlere Erişim ve Ayrımcılık – 2024” raporu da çocukların eşit ve ücretsiz bakım hizmetlerinden yararlanmadığını ortaya koyuyor. Bir uzman veya kurumdan bakım hizmeti alma gereksinimi duyan çocukların yaklaşık 4’te 3’ünün maddi yetersizlik nedeniyle, yaklaşık 5’te 1’inin de hizmet alınacak yerin koşullarını sağlayamadığı için bakım hizmetine ulaşamadığı tespit edildi (Grafik 2).
Yoksulluk bir halk sağlığı sorunudur. Çocuklarda da yoksulluk ve hastalıkların görülmesi arasında doğrudan ilişkili bulunur. Yetersiz beslenme (malnütrisyon) çocuklarda büyüme geriliğine neden olurken aynı zamanda onların bağışıklık sistemlerini de zayıflatarak hastalık risklerini artırır ve bir hastalık ortaya çıktığında iyileşme zorlaşır. Geçmeyen halsizlik ve yorgunluk, bilişsel gerileme ve öğrenme güçlüğü, anemiler, raşitizm, kas zayıflıkları, diş çürükleri ve diş eti hastalıkları, saç dökülmesi, tırnak kırılmaları gibi pek çok durumun görülme sıklığı artar.
Sonuç olarak ekonomik kriz ve yüksek gıda enflasyonu, çocukların bedensel, ruhsal ve sosyal sağlık durumunu doğrudan etkilemektedir. Çocuklarımızın sağlıklı ve refah içerisinde büyümeleri için yoksulluğu önleyici sosyal ve ekonomik politikalar bir an önce yaşama geçirilmelidir. Pek çok ülkede uygulandığı gibi ülkemizde de çocuklara okullarda en az bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek verilmelidir.